30 Mayıs 2021 Pazar

 Barış imzalanmış büyük bir savaştayım,ölümsüz bir acı içinde silahsız bir mağandayım,yıkıntılar içinde bağıran koca bir çığlıgım.umutsuz hayallerin içindeki o kursağım.

Sorma bana ne haldeyim

Umutsuz bir vakayım 



Dost ararken ilk nefeste Yenildim

Yalnız ellerimi değil, gözlerimi  de çektim

Çevirdim yüzümü, vefaya meylettim

Ben kendimi kaybedip acı vereni affetdim..


Barınmıyor kalbimde, intikam ve nefret,

Yaşadıklarım için yok kimseye lanet

Ölüm içinde yaşamak yeterince nalet

Kesilmiş nefesleri açmak ayrı bir gaflet

Dört duvara kapatmak  ayrı  bir hasret



Barış imzalamış büyük bir savaştayım,ölümsüz bir acı içinde silahsız mağandayım,yıkıntılar içinde bağıran koca bir çığlıgım.umutsuz hayallerin içindeki o kursağım.

Sorma bana ne haldeyim

Umutsuz bir vakayım 


                                               Serkan kaya

14 Eylül 2019 Cumartesi

Merhaba arkadaş benim Adım suskun Adam buda benim hikayem,
Küçükdkdüm daha.Ağladığımı görmesinler diye saklanırdım hep.Hiç o aptal oyunları oynamadım.Büyürken sorumluluk ve endişe çocuklara hissetirilmez.Bir anda omuzlarına verilir.Ben çok endişelendim kardeşimin hastahanede kalıyor oluşuna.Bir anda omuzlarımda kilomdan daha ağır sorumluluklar ve endişeler çıktı.Karanlıktan çok korkardım da kimseye söyleyemezdim.Kaç gece ışıkları açıp sabah olmasını bekledim uyumak için.O gecelerde Allah'a yalvarırdım.kendimle dertleşirdim.Hiç olmadı mavi kadar güzel hayaller kurardım. "Allah'ım bütün mavileri bana ver.Hepsi benim olsun." Çocuk aklı işte fazla basmazdı.
 Bisiklete binmeyi öğrenmemiştim henüz.Ama hastahane bahçesindeki banklarda uyursam hasta olacağımı biliyordum.Bide büyüyemiyeceğimi sanıyordum.Yaşıma göre çok yanlış şeyler öğrenmişim.Artık o küçük çocuk gibi kalamadığım zaman anlamıştım bunu.Bazen hayat karşısında çok şaşırıyordum
.Büyükler hep boşver dedi bana.
Gözlerine bakıp "Bir kere bile beni hissetmeyi denemediniz." diye bağırdım hep.Ama yinede uslu bi çocuktum.Büyüklerim bana boşvermeyi öğretti ben boşveremedim Ama boşveremediğimi hissettirmedim Zaten hissetmelerini istediğim zamanda onlar bunu istememişti.
Çocuktum daha.Henüz gözyaşlarımı gözlerimde tutabilecek kadar güçlü değildim
Ağladım.Çok ağladım.Onlara göre erkek değildim.Çünkü erkekler ağlamazdı.Benim hissettiğim cehennemde ölmekti.Dünyada yaşamak değil.Yinede kendimi öldüremedim.Çocuktum dedimya,ben çocukken çok beceriksizdim,sonra büyüdüm herkesin saygı duyduğu bir kişiliğe sahip oldum,ben sustum.Onlar konuştu ben sustum,onlar konuşarak kendilerini ilan etti kişiliklerini yüceltti,ben sustum
Sonra ne oldu biliyormusun;
Herkese bağırdım kullanılması zor kelimeler kullandım ama ya onlar beni duymadı,ya onlar Sağırdı yada ben dilsiz bir suskun,avazım çıktığı kadar bağırdım ama beni kimse duymadı,kendimi izah etmek için yazılar yazdım ama kimse okuyamadı,ya onlar kördü yada benim kalemim tutuk..
Yani senin anlıcağın ben mahalle arasında düşe kalka büyüyen bi çoçuktum...
Kabul ediyorum beceremedim sevmeyi. Ne birini yüzünü güldürebildim ne ben gülebildim.
Ve hep yarım kaldı bu sevda masalının sayfaları.
Seni ve aşkımızı her yazmak istediğimde tıkanıp kaldım.
Sevmekten korkuyordum seni tanıyana kadar. Sen çıktın karşıma dedim ki bu dünya da hala sevgi diye bir şey varmış.
Ve sevdim seni. Sevdim ama hani öyle yapmacıktan bir şey değildi bu.
Sonunda benim olamayacağını, canımın yanacağını bilsem de yine de seni sevmenin mutluluğunu bir an bile olsa yaşamak için sevdim.
Sana bir ömür boyu mutluluk olmak isterdim, yüzüne gülümseyiş tenine sinen koku dilinde bitmeyen aşk sözcükleri olmak isterdim.
Olamadım.
Beni affet.
Fakat seni sevdim sevmeyi tam olarak beceremesemde…
Sonunda üzüleceğimi , üzeceğimi bilsemde seni inan çok sevdim.
Şu an üzülüyorsun biliyorum ama emin ol ki ben de senden farksız değilim.
Sensiz kaldığımdan bu yana gülmeyi unuttum inan.
Hep uzaklara bakıyorum, hüzünlü ezgiler mırıldanıyorum dilimde.
Kimsecikler yokken ağlıyorum yokluğuna.
Evet seni seviyorum sen yanımda olmasanda.
Umarım yüzün hep güler ben seninle ol...
 
Serkan Kaya.

17 Temmuz 2019 Çarşamba

Bak ben gerçekten tüm duygularımı herşeyimi vermeye hazır olduğum bir insanla karşılaştığımda hep ilk adımı atan oldum ama bir damla göz yaşına dünyayı kül edip içindeki ateşte kendi göz yaşlarımla boğulan biri oldum hep en iyisini onun almasını en iyisi onun giymesini en tatlı huzurlu tebessümü onun atmasını istedim her seferinde en iyisini istedim Allahtan ve şunu fark ettim Elim avucumda, yalnızlığın boşluğunda tutucak bir dal bile bulamamış halde buldum kendimi hep o yapmaçık gecelik yatak aşkı yaşayan ağmakları düşünerek onları lanetliyerek yaşadım,her seferinde kendimi küçük tatlı bir öpücükte bile kendimi geri çeken oldum sevmediğimi düşünenler ve bazen alay edenler bile oldu ama bir güç sanki hiç yaşamadığım,beni sana iten,o kadar gariptir ki bu yaptığımla gülmeye başladım eğlenmeye hatta ömrümü sonuna kadar o şekilde ister halde buldum kendimi evet dediğin gibi duygularımda bile emin olamıcak hale geldim gözlerine baktığımda parlayan gözlerini,sarıldığımda beni bırakma diye haykıran kalbini,elini tuttup bıraktığımda üzülen o parmak uçlarını ben ilk defa hissettim ve gerçekten gariptir ki ben böylesini ilk defa yaşadım ve sonra dönüp o bir dal parçasını tutamayacak kadar yalnız zamanları hatırladım bencil düşünüp kendimi durdurmayı düşündüm çünkü elimde avucumda olan tek şey benliğimdi  ve ben sende benliğimden ödün vermiştim ve bu beni gerçekten korkutuyordu,seni tam anlamıyla tanımıyordum bile,sinirlendiğinde tırnaklarınla oynadığını,sıkıldığında telefonun menüsü açmanı yada sigara yakıp sigara dumanını derin bir nefesle içinde hissettiğini yada seni mutlu eden birine sinirli olduğunda bile ona baktığında sinirinin yumulabileceği için ondan gözleri kaçırıp kendini durdurduğunu yada çok mutlu olduğunda sevdiğin birinin nefesini kesercesine sıkıca sarılıp  çılgınlar gibi bağırmak istediğinden fazlası kadarıyla tanımıyorum seni hatta ben seni tanımıyorum bile hatta bu söylediklerim bile tahmindir belkide kendi içimde kurduğum,aynada kendime göz gezdirdiğimde bakmaktan yorulan gözlerimde,açılarını büyütüp dertlerini saçlarından tek tek tel tel akan adamda ne bulduğunu bile düşündüğüm oluyor hatta,çok garip sanki herşey gereğinden fazla güzel ama benim ruhum bunu kabüllenmiyip içinde şeytanı bu plan arıyor sanki bedenim ile ruhum acımasız bir savaş içinde cebelleşirken beyaz bayraklarıyla ortasına giren bir melek dur diyor sanki yapma ben ilk defa böyle oluyorum ilk defa benliğimden ödün veriyorum ilk defa sanki biri benim düşündüğümü düşüyor ama ben korkularım yüzünden düşüncelerimi değiştirir gibiyim sen şu dünyaya gelmiş mutlu olmayı gerçekten hakeden nadir insanlardansın acılarına rağmen dik duruşun ile sevdiğinde ayak parmaklarına kadar hissetmenle sevdiğin kişinin bir teline zarar  gelirse dünyayı kül edip o ateş içinde gururla yürüyebilecek güçtesin sanki,etrafında tutucak bir dal bulamadığında koşarak tüm dünyayı Çınar ağaçlarıyla kaplayacak bunu yaparken de hiç yorulmacak gibisin ama senden biri gitmek istediğinde sanki bütün ağaçlar çürümüş ve solmuş,bütün yaktığın alev külleriyle seni içine almış ve kaybolmuş gibi hissediyorsun seni tanımak istiyorum ama başaramıyorum çok garipsin,seninle bir gelecek düşünüyorum dediğimde gelecek planlarının şemasını yapıp  ve her adımda bir tik atarak amaca ulaştığında çerçeve ile duvara açacaksın gibi garip ve istekli davranıyorsun karşındakini neden bu kadar istekli ve heyecanlı gibi düşünceler içine sokuyorsun bilmiyorum belki yanılıyorumdur ama düşünce farklılıklarına rağmen sevginin önüne bir engel geldiğinde elinin tersiyle itebiliyorsun garip birisin,Seni anlamakta gerçekten zorlanıyorum sanki o küçükken bize izletilen çizgi filmlerdeki gibi özel güçleri olan mutsuz umutsuz insanlara umut ve mutluk veriyor gibisin çok garipsin


SERKAN KAYA

29 Mayıs 2018 Salı


Kaybolmanın bu kadar güzel olacağını bilmezdim,
Gözlerine bakıncaya denk.
Ahcı deprem gibi,sarsıcı ve bir o kadar yıkıcı,
Hani fırtınalı bir yağmurun altından çıkarya gök kuşağı,
işte sen gökkuşağısın.
Şiddetin ardından onu unutturmaya çalışır renkleriyle.
Bin bir şiir yazdırır huzuruyla.
ve geçmiş bir süre kaybolur.
Taki gökkuşağının renkleri solana denk
ve birden geçmiş serpilir çiçek poleni gibi.
Her biri ayrı bir yere uçuşur.
Toplamak ise imkansızdır artık.
Geçmişin geçmişte kalmayacağını bilerek yoluna devam edersin.
Dikenlerin üstünde yürüyüp gülmeye çalışırsın.
Yağmur yağacaktır tekrar ama bu sefer benliğimi değil,
Günahlarımı götürecektir.

                                                                                                                              Ş.P


23 Mayıs 2018 Çarşamba

İnsanlar menfaatleri için kemiğin peşinde koşan köpeğe dönmüş!
Buğün can dostum elly ile bi masaya oturduk.
Masamıza gelip gidenler oldu,
Masamızdan herkes güzel ayrılıp,
Kendi masasında bizi çekiştirir oldu.
Olayın gidişatına fazla anlam veremedik.
Saatler ilerledikçe anlamıştık büyük bir tezgahın içinde olduğumuzu.
Bunun farkına vardığımızda ceketimizi aldığımız gibi uzaklaştık ordan.
Yalnız kaldık ve anladık ki kimse bize layık değilmiş.
Elly’nin  dediği gibi “insanlar menfaatleri için kemik peşinde koşan köpeğe dönmüş.”

Masamıza buyur ettiğimiz kim varsa hepsi masamızdan gülerek ayrılmıştı.
Sonunda anladık ki İnsanların içinde sakladığı bir yüzleri daha vardı.
Düşündük,istişare ettik,düşüncelerimizi zihinlerimizle birleştirdik ve bir sonuca vardık:
Bir elly ile masamıza yanlış kişileri davet ettik 
 
                                



Eveeet merhaba,
Sözlerin ve kelimelerin tekabül edemiceği şeyleri anlatmakla,anlatmaya çalışmakla geçiyor hayat ve her geçen gün biraz daha kötüye gidiyor gidişat ama ben ısrarla hayalleri yatıyorum masama ve imkanları sunıyorum hepsine,içlerinden bir tanesine bile bir yol belirleyip o yolda yürüyemiyorum.Diyorum ya herşey kötüye gidiyor;yanımdaki adam,karşımdaki kitap,hedeflerimdeki nokta her geçen gün uzaklaşıyor sanki benden.Kitabı açıyorum imkansızlığı açıklıyor sanki bana.
Gitmek istiyor sanki benden o adam.O olmak istediğim kişi benden ısrarla uzaklaşıyor sanki arkasına bile bakmadan.Koşuyorum arkasından,o Farkına varmasada ben koşuyorum peşinden ama diyorum ya ona yetişmişmiyim geridemiyim çok umrumda değil.Bazen ayağım takılıyor düşüyorum.Bazen ensesine yapışıp kendime çekiyorum ama o ne olursa olsun yoluna devam ediyor ne yaptığım pekte.       umrunda değil..        


                                                                                                                                              Serkan Kaya